Kurumsallaşmanın ölçüsü
Sermaye Piyasası Kurulu, “kurumsallaşma” kavramını devamlılığı belli kişilerin varlığına bağlı olmayan bir sistem oluşturulması olarak tanımlıyor.
Kurumsallaşma, işletmenin kişilere değil, kurallara, kurumlara, süreçlere ve sistemlere dayanarak sürdürülebilir şekilde çalışmasını ifade eder.
Kurumsal işletmeler, bireysel becerilerden çok tanımlı kurallara göre yönetilirler. Bu da işletmeyi daha öngörülebilir, yönetilebilir ve büyümeye uygun hale getirir.
Ancak her işletmenin kurumsallaşma ihtiyacı aynı değildir. Kuruluş amacı, ölçeği ve hedefleri bu ihtiyacı belirler.
Kurumsallaşmaya her zaman gerek var mı?
Kurumsallaşma, her şirket için kaçınılmaz bir gereklilik değildir. Aşağıdaki durumlarda kurumsallaşma ihtiyacı olmayabilir veya oldukça sınırlı bir kurumsallaşma ihtiyacı olabilir:
- Küçük ve sabit ölçekli işletmeler: Tek kişi ya da küçük bir ekip tarafından yürütülen, büyüme hedefi olmayan esnaf tipi yapılar.
- Geçici gelir odaklı aile işletmeleri: Nesillere aktarılması düşünülmeyen, günlük geçimi hedefleyen iş modelleri.
- Çevikliği ön planda tutan inovatif yapılar: Fazla kural ve hiyerarşinin gelişim ve yenileşmeyi zedeleyebileceği bazı yeni nesil girişimler.
Kurumsallaşmanın gerekli olduğu durumlar
Aşağıdaki şartlar altında kurumsallaşma zorunluluk halini alır:
- Büyüme hedefleniyorsa: Artan çalışan, müşteri ve işlem hacmi sistematik yapılar gerektirir.
- Nesil devri planlanıyorsa: Şirketin sürdürülebilir olması için yeni nesillerin ve profesyonellerin yönetime dahil edilmesi planlanıyorsa.
- Karar alma süreçleri tıkanıyorsa: Tüm kararlar tek bir kişiye bağlıysa ve bu kişi olmazsa işler aksıyorsa veya tek kişilik yönetim olmasa da karar alınamıyorsa.
- Kurumsal müşterilere ulaşılmak isteniyorsa: Büyük firmalar profesyonellik ve şeffaflık bekler.
- Yatırım, ortaklık, halka açılma, iş ortaklığı düşünülüyorsa: Sisteme dayalı yönetim, dış paydaşlar için güven unsurudur.
Kurumsallaşmaya dönük eleştiriler
Kurumsallaşma çalışmalarının her zaman başarılı sonuçlar vermediği, hatta kimi işletmeler için zararlı olduğuna dönük ciddi eleştiriler yapılmaktadır (1).
Sıkça dile getirilen eleştiriler şunlardır:
- Kurumsallaşmanın amaç haline gelmesi: Araç olması gereken süreç, kendi başına hedefe dönüştüğünde gereksiz bürokrasi oluşur.
- Büyümeyi yavaşlatması: Büyüyen organizasyonlarda kurumsallaşma, süreklilik ve standardizasyon sağlamak adına kaçınılmaz bir gereklilik gibi görünse de bazen büyümeyi ve gelişmeyi engelleyen bir unsura dönüşebilir. Tüm büyümeler aynı ivmede ilerlemez. Bir kesim paydaş, daha kurallı, prosedüre dayalı bir yaklaşıma uyum sağlarken, bazısı için bu mesafeli ve standart yaklaşım ters tepebilir.
- Peter ilkesi: Yeterli olduğu pozisyondan terfi eden çalışanlar, zamanla yetersiz oldukları noktalara taşınabilir.
- Yanlış terfiler: Örneğin başarılı bir satış temsilcisinin, yönetim becerileri olmadan müdür yapılması verimsizlik doğurabilir.
- Parkinson yasası: İnsanlar, verilen sürenin tamamını kullanmaya meyleder. Bu, işlerin gereksizce uzamasına neden olur.
- Aşırı bürokrasi: Fazla kural ve onay mekanizması, karar alma süreçlerini yavaşlatır.
- Karar sürecinin yavaşlaması: Yönetimin çevik kararlar alma kapasitesi zayıflar.
- Girişimcilik ruhunun kaybı: Katı sistemler, esnek düşünme ve inisiyatif alma becerilerini törpüleyebilir.
- Liderin etkisizleşmesi: İşletmenin vizyoner kurucusu veya liderinin inisiyatif alanı çok daraltılırsa lider etkisiz hale gelebilir.
- Aile bağlarının zedelenmesi: Yetki devri, görev tanımları ve profesyonel yönetim gibi adımlarında güç kaybına uğradığını düşünen aile üyeleri olumsuz duyguların etkisinde kalabilir.
- Sisteme aşırı güven: “Sistem işliyor” rahatlığı, gelişim arzusunu törpüleyebilir.
- Ritim uyumsuzluğu: Katı standartlar, çalışanların profesyonelleşmesini sağlarken, bir taraftan da inisiyatif alabilme, farklı düşünme gibi becerilerin yitimine yol açabilir. Kurumsal ekosistemlerdeki esnek olmayan İK politikaları (örneğin, sertifikasyon zorunlulukları veya kullanılmayacağı halde iyi seviyede yabancı dil bilme gibi ilanlara otomatik eklenen kriterler), aslında kurumu hedeflerine ulaştıracak farklı yetenek havuzlarını kurutabilir.
- Tedrici gelişim yerine devrimcilik: Tedrici gelişim yerini ani değişiklikler yapılması dengeleri bozabilir.
- Aidiyet duygusunun zayıflaması: Aşırı profesyonellik, içtenliği ve bağlılığı zedeleyebilir.
…
Bu eleştirilerin çoğu, kurumsallaşma kavramından değil; onun yanlış, zamansız ve ölçüsüz uygulanmasından kaynaklanır.
Yedi yaşındaki bir çocuğa 20 yaş elbisesi giydirilemez. Otuz altı numara ayak için 42 numara ayakkabı bol gelirken, 32 numara ise ayağı sıkar. Sağlıklı olan bedene uygun olandır.
Kurumsallaşma bir amaç değil, araçtır.
Amaç: İşletmeyi sürdürülebilir, sağlıklı ve gelişebilir hale getirmektir.
Araç: Bu hedefe uygun sistem, süreç ve yönetim yapılarının kurulmasıdır.
Kurumsallaşmanın faydalı olabilmesi için, işletmenin ölçeğine, yapısına ve kültürüne uygun şekilde tasarlanması gerekir. Aksi takdirde iyi niyetli bir süreç dahi, çatışmalara ve verimsizliğe yol açabilir.
(1) Ömer Ateşçi, Doç. Dr. Deniz Dirik. Kurumsallaşma Gerçekten Şirketler için Bir Avantaj mı? HBR Türkiye, 09.04.2025.
RAŞİT YILDIRIM
Yönetim & Denetim Danışmanı